Vicdansızlık, toplumda kabul edilemez davranışların bir işareti olarak tanımlanabilir. Son yıllarda, sosyal medya hızı ve anlık paylaşımlar sayesinde, vicdansızlık örnekleri daha fazla görünür hale geldi. Artık "vicdansızlar", sadece belirli bir insan grubunu değil, toplumun genelini etkileyen bir olgu haline gelmiştir. Peki, vicdansızlık kimleri kapsar? Bu davranış biçimini sergileyen kişiler, genellikle çevrelerine, hayvanlara ya da diğer toplumsal değerlere zarar veren bireylerdir. Gelin, bu unvanı hak edenleri daha yakından tanıyalım.
Vicdansızlık, başkalarının duygularını, acılarını ve ihtiyaçlarını göz ardı etme durumudur. İnsanlar arasındaki empati duygusunun zayıflaması, vicdansızlıkların artmasının en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilebilir. İnsanların teknolojiyle olan bağı, yüz yüze iletişimi azalttığı için alışveriş, sosyal ilişkiler ve hatta basit insani yardımlaşma düzeylerinde azalma meydana geliyor. Bu durum, vicdansız davranışları tetiklemiş olabilir. Sosyal medyanın getirdiği anonimlik, bireylerin daha cesurca ve çoğu zaman şiddet içeren paylaşım ve söylemlerde bulunmalarına olanak tanıyor. Söz konusu olan vicdansızlık olunca, sonuçları hiç de hoş olmuyor.
Vicdansız olarak tanımlanan bireylerin özelliklerine gelince, genel bir çerçeve çizmek mümkün. Bu kişiler, başkalarının duygularını önemsemeyen, çıkarcı ve bencil tavırlar sergileyen kimselerdir. Sıklıkla, yine bu gruba ait insanlar; aşağıdaki davranış kalıplarını sergilemektedir:
Vicdansızlık, sadece belirli bir grup insanı hedef almaz; cinsiyet, yaş veya sosyal statü gibi faktörlerden bağımsız olarak herkesi kapsayan bir tutumdur. Vicdansız davranışların yoğunluğunun artması, toplumda büyük sorunlara ve karmaşaya yol açabilir. Bu nedenle, bireylerin toplumda birer sorumlu vatandaş olarak hareket etmesi büyük bir önem taşımaktadır. Vicdansızlıkla mücadele etmek, toplumda karşılıklı empati ve saygıyı geliştirmek için atılacak ilk adımlardan biridir.
Sonuç olarak, toplumda 'vicdansızlar' olarak tanımlanan bireylerin sayısının artması, aslında herkesin birbirine karşı sorumluluklarını unuttuğu bir çağda yaşadığımızı gösteriyor. Bu durumu değiştirmek için, herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması ve empati duygusunu güçlendirmek adına adım atması gerekiyor. Vicdansızlık, bir toplumu tehdit eden ve onu gerileten bir unsurdur. Bu yüzden, vicdansızlıkla mücadele etmek, sadece vicdansızları değiştirmek için değil, toplumsal barış ve birliğin sağlanması için her bireyin görevidir.