Denizli'nin tanınmış kesimlerinden biri olan Çameli ilçesinde yaşanan olay, hem sağlık camiasını hem de yerel halkı derinden sarsmış durumda. İddiaya göre, yatalak annesiyle birlikte yaşayan 35 yaşındaki doktor B.K., şizofreni rahatsızlığı nedeniyle kontrolsüz bir şekilde saldırgan bir davranış sergiledi. Olay, sağlık profesyoneli olan B.K.'nın, annesine yönelik fiziksel şiddet uyguladığı ve gönderildiği hastaneye geldiğinde komaya girmesine neden olduğu haberiyle ortaya çıktı. Bu vahşet, Denizli'de bir suç dramı olarak kayıtlara geçti ve kamuoyunda büyük bir infial yarattı.
Öncelikle, B.K.'nın kişisel durumu ve sağlık geçmişi olayın sebebini anlamamızda önemli bir rol oynuyor. 25 yaşından beri şizofreni teşhisiyle tedavi altında olan doktor, zaman zaman ilaçlarını düzenli almadığı ve tedavi sürecine uyum göstermediği belirtiliyor. Ailenin son yıllarda yaşadığı maddi ve manevi zorluklar, B.K.'nın ruh halinin bozulmasına ve onun kontrolsüz davranışlar sergilemesine neden olmuş olabilir. Yatalak annesi Z.K., daha önce oğlunun sağlık durumu ile ilgili birçok kez yetkililere başvurmuş olsa da, gerekli müdahalelerin yapılmadığı iddia ediliyor.
Olayın duyulmasının ardından yapılan soruşturmada, B.K.'nın yalnızca annesine fiziksel şiddet uygulamakla kalmayıp, ona hakaret ve psikolojik baskı da yaptığı ortaya çıktı. O gün, B.K.'nın annesiyle yaptığı tartışmanın ardından annesini dövmesi ve onu komaya sokması, komşular tarafından görgü tanığı olarak ifade edildi. Komşular, B.K.'nın bu tür davranışlarının önceden de sergilendiğini, fakat bu durumu sadece kendi ailesinin iç meselesi olarak gördüklerini dile getirdi.
B.K.'nın yaptığı bu kabul edilemez eylem yalnızca bir aile dramı değil, aynı zamanda aile içi şiddet ve ruh sağlığı konularının toplumda daha fazla ele alınması gerektiği gerçeğini de gözler önüne serdi. Türkiye'de aile içi şiddet vakaları, sıklıkla gündeme gelse de çoğu zaman yeterince ciddiye alınmamaktadır. Bu tür vakalar, sadece faillerin değil, mağdurların da hayatlarının derinden etkilenmesine yol açmaktadır. Uzmanlar, şiddete uğrayan bireylerin çokça ihmal edildiğini, tedavi süreçleri ve destek için gereken kaynakların sınırlı olduğunu belirtiyor.
Denizli'de yaşanan bu olayın ardından yerel ve ulusal medyada "şiddet önleyici mekanizmaların güçlendirilmesi" çağrıları yapılmaya başlandı. Uzmanlar, şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıkları olan bireylerin aile içindeki dinamiklerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ve gerektiğinde erken müdahale ile daha iyi sonuçlar alınabileceğini belirtiyor. Bu tür olayların önlenebilmesi için sadece sağlık sektörü değil, aynı zamanda sosyal hizmetler ve aile yapılarının güçlenmesi gerektiği üzerine görüş birliği oluşuyor.
Olay sonrasında B.K., "adam yaralama" ve "ağır yaralama" suçlamasıyla tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Hastaneye kaldırılan yatalak Z.K. ise yoğun bakımda tedavi altına alındı ve durumunun kritik olduğu bildirildi. Bu durum, kamuoyunda "aile içi şiddet ve ruh sağlığı alanına daha fazla yatırım yapılması gerektiği" tartışmalarını başlattı.
Bu trajik olay, Denizli'deki sağlık camiası ve toplum için önemli bir dönüm noktası oldu. Gözler, artık yalnızca B.K.'ya değil, aynı zamanda aile içi dinamiklere, destek sistemlerine ve ruh sağlığına yönelik daha etkili çözümler bulmaya yönelmiş durumda. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle, zulmün olmadığı bir toplum için bir araya gelmek ve bilinçlenmek gerekliliği her zamankinden daha önemli hale geliyor.
Olayın gelişmeleri takip edilmeye devam edecek ve B.K.'nın durumu hakkında yeni bilgiler geldikçe kamuoyuyla paylaşılacaktır.