Dünya, bayram sevinci ve neşesiyle dolup taşarken, pek çok insanın yüzünde güller açarken, bir genç kadın için bu bayram son derece trajik bir şekilde gerçekleşti. Dilan, kocası tarafından katledildiği haberiyle Türkiye’yi derinden sarstı. Bayram zili çalarken, neşe ve mutluluk yerine acı ve gözyaşı dolu bir hikaye ortaya çıktı. Bu olay, aile içi şiddetin ve kadına yönelik şiddetin ne denli büyük bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Dilan, 28 yaşında, yaşam dolu bir genç kadındı. Ailesine düşkünlüğü ve arkadaşlarıyla olan samimi ilişkileriyle tanınan Dilan, hayata olan bağlılığıyla dikkat çekiyordu. Ancak, dışarıdan görülen bu mutlu profilin ardında, 4 yıl önce evlendiği kocasıyla olan ilişkisi, karanlık bir tabloya dönüşmüştü. Evliliğinin ilk zamanlarında her şey yolunda gitse de, zamanla kocası tarafından şiddet görmeye başlamıştı. Dilan, yaşadığı bu zor durumu ailesine ve yakın arkadaşlarına uzun süre anlatamadı. Onun bu sıkıntılı durumu, birçok kadının karşılaştığı bir gerçektir; aile içi şiddet ve istismar çoğu zaman gizli kalır.
Bayramın coşkusunun tüm ülkeyi sardığı bir günde, Dilan evinin içindeki huzursuzluğun doruk noktasını yaşadı. İddialara göre, önceki günlerde tartışma yaşayan çift, bayram sabahı büyük bir kavgaya girişti. Kavganın büyümesiyle birlikte Dilan, kocası tarafından ağır şekilde darp edildi. Gözlerini açtığında, hayatının en karanlık saatlerini yaşıyordu. Ailesi, Dilan’ın yaşadığı bu durumu öğrenince hemen duruma müdahale etmeye çalıştı, fakat çok geçti. Dilan, kocasının elinden kurtulamadı ve ne yazık ki bu bayram, onun için son oldu. Olayın ardından yapılan otopsi raporları, Dilan'ın cesedinde ciddi yaralar olduğunu ve ölüm sebebinin cinayet olduğunu ortaya koydu. Olay büyük bir yankı uyandırdı ve Dilan’ın hikayesi sosyal medyada hızla yayılarak geniş bir kitleye ulaştı.
Dilan’ın hayatı, pek çok kadının hikayesine bir ayna tutuyor. Kadına yönelik şiddet, Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biri. Dilan’ın katledilmesi, kamusal farkındalığı artırmak için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gereken bir durum. Kadınların haklarının korunması ve önlenebilir ölümlerin engellenmesi için toplumsal inisiyatifler, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının birlikte hareket etmesi gerekiyor. Her yıl ülkede yüzlerce kadın, benzer nedenlerle yaşamlarını yitiriyor. Dilan’ın trajik ölümü, bu sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Olay sonrası Dilan’ın ailesi ve arkadaşları, sosyal medyada güçlü bir kampanya başlatarak "Dilan için adalet" sloganıyla seslerini duyurmaya çalıştı. Dilan’ın yaşamı ve ölümü, birçok insanın adalet talep etmesine, kadın cinayetlerine dikkat çekmesine vesile oldu. Kadınların korunması ve güçlendirilmesi için daha fazla adım atılması gerektiği vurgusu, tüm toplumu bir araya getiren ortak bir ses oldu. Dilan için adalet sağlanana kadar bu mücadele devam edecek. Dilan, hayatını kaybetmiş olabilir ancak onun anısı ve mücadelesi, başka Dilanların hayatlarını kurtarabilecek bir etki yaratmalı. Bu sabah kahvaltımızda karşılaştığımız bayram tatlılarının yerini, Dilan’ın anısına yapılan dualar aldı.
Dilan’ın katledilmesi, kadına şiddet konusunda farkındalık yaratırken aynı zamanda toplumsal bir seferberlik çağrısını da beraberinde getirdi. Bu tür olayların önüne geçmek ve kadınların yaşam haklarını korumak için yapılacak çok şey var. Herkesin Dilan’ın hikayesinden ders çıkarması ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için üzerine düşeni yapması gerekiyor. Dilan için adalet talep etmek, artık her kadının sorumluluğu oldu.
Adalet arayışı, Dilan gibi kaybettiğimiz her kadın için yapılması gereken bir görevdir. Bu bayramın, Dilan’ın hikayesinin yalnızca bir başlangıç olmasını umuyoruz; bir son olmamalı. Gerekli adımlar atılmadıkça, daha çok “Dilan” kaybetmeye devam edeceğiz. O yüzden herkesin sesi olması şart. Dilan’ın anısına ve yaşamak istediği hayata saygı göstererek bu konuda harekete geçmeliyiz.