Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir figür olan Alparslan Türkeş’in vefatı, Türk milliyetçiliği ve siyaseti üzerinde derin etkiler bıraktı. 4 Nisan 1997 tarihinde hayata gözlerini yuman Türkeş, Türk siyasi hayatındaki önemli rollerinin yanı sıra, liderliğiyle de Türk halkı tarafından anılmaya devam ediyor. Kendisi, döneminde yaptığı politikalar ve demokratik duruşuyla pek çok kişinin aklında yer edinmiş bir liderdir. Bugün, özellikle sosyal medya ve çeşitli medya kuruluşları aracılığıyla birçok kişi, onun anısını yaşatmaya devam etmekte. Hürriyet'le başlayıp MHP ile süren siyasi serüvenine olan ilgi ise giderek artıyor.
Alparslan Türkeş, 1917 yılında Kıbrıs'ta dünyaya geldi. 1940'lı yılların sonlarından itibaren siyasete girdi ve 1965 yılında Adalet Partisi’nden milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Ancak asıl çıkışını 1969 yılında kurucu lideri olduğu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile gerçekleştirdi. 1970’ler boyunca etkili bir muhalefet lideri olan Türkeş, 1975-1980 döneminde ise Türkiye’nin en çok tartışılan politikalarına imza attı. Ülkücü hareketin simgelendiği bir lider figürü olarak, Türk milliyetçiliğinin ideolojik olarak daha belirgin bir şekilde öne çıkmasını sağladı.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde yaşamını yitirdi. Vefatı, Türk milliyetçileri ve genel kamuoyunda büyük bir üzüntü ile karşılandı. Onun ardından pek çok siyasetçi ve sanatçı, sosyal medya üzerinden başsağlığı mesajları yayımladı. Türkeş’in cenazesi, 8 Nisan 1997 tarihinde Ankara’da düzenlenen büyük bir törenle defnedildi. Bugün Ankara’daki Cebeci Askeri Şehitliği’nde bulunan mezarı, sevenlerinin ziyaret ettiği önemli bir yer haline geldi. Tüm bunların yanı sıra, Alparslan Türkeş’in siyasi mirası, birçok genç siyasetçi ve akademisyen için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Vefatının 28. yılı dolayısıyla anma etkinlikleri düzenleyen birçok dernek ve siyasi parti, Tanınmış simaların katılımıyla çeşitli programlar hazırladı. Bu etkinlikler, Türkeş’in fikirlerinin ve ideolojisinin yaşatılması adına büyük önem taşıyor. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta da, Alparslan Türkeş'in yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda fikirleriyle Türk milliyetçiliğine yön veren bir lider olduğudur. Anıları, düşünceleri ve eserleri, yeni nesillere ilham vermeye devam etmektedir.
Bütün bu süreçlerin ışığında, Alparslan Türkeş’in hayatı, mücadelesi ve idealleri, Türk milliyetçiliği tarihinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Onu anmak, sadece bir lideri anmak değil, aynı zamanda bir duruşun, bir ideolojinin ve bir toplumun tarihine sahip çıkmak anlamına geliyor. Bu vesileyle, siyasete olan katkıları, fikirleri ve millet için yaptığı hizmetler her zaman hatırlanacak ve anılacaktır.
Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılında, onu anmak ve yad etmek, Türk milliyetçiliğinin ehemmiyetini ve geçmişine olan bağlılıklarını da yeniden gözler önüne seriyor. Bugüne kadar birçok eser kaleme almış, gençlere rehberlik eden bir lider olarak, anıları ve fikirleri her daim yaşamaya devam edecektir.