Hayat, insanlara zaman zaman beklenmedik yollar açar. Günlük yaşamın karmaşası içinde, bazıları toplum için sessizce mücadele eder. İbrahim Yıldız (48), 17 yıldır her sabah kalkıp sokaklarda ekmek kırıntısı topluyor. Kendi başına yürüttüğü bu iş, sadece bir alışkanlık değil; 17 yıllık yaşamının ayrılmaz bir parçası. Tanıklık ettiği olaylar ve karşılaştığı insanlar, onu sadece bir 'ekmek kırıntısı toplayıcısı' değil, aynı zamanda bir toplumun sesi haline getirdi.
İbrahim, 17 yıl önce işsiz kaldığında elinde mevcuttu: hayattan öğrenilmiş öğretiler ve azmi. Öncelikle gıda israfını önlemek amacıyla başladığı bu yolculuk, onu İstanbul'un kenar mahallelerinde tanınan bir figür haline getirdi. Her sabah çöplerden ya da ekmek fırınlarının önünden topladığı ekmek kırıntılarını daha sonraki günlerde ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor. “Bu iş, bir nevi Allah rızası için yaptığım bir ibadet gibi,” diyor İbrahim. “Ekmek bulamayan insanları gördükçe, onlara bir faydam olsun istiyorum.”
İbrahim'in hikayesindeki en ilginç noktalardan biri, onun bu alışkanlığının sadece bir toplumsal sorumluluk değil, aynı zamanda kişisel bir tatmin kaynağı olması. “Bu iş bana huzur veriyor. İnsanların yüzündeki gülümsemeyi görmek her şeye değer,” diyor. Yıldız, karşılaştığı zorluklara rağmen, bu işe olan tutkusunun asla azalmadığını belirtiyor. Zamanla topladığı ekmek kırıntıları, ona yalnızca maddi değil, manevi bir zenginlik de sunmuş.
Peki, İbrahim'in topladı ekmek kırıntılarıyla ilgili tepkiler nasıl? İnsanlar ona genellikle hayranlık ve saygı gösteriyor. Çocuklar, büyükler ve yaşlılar, İbrahim'i gördüklerinde gülümseyerek ona selam veriyorlar. “Bir gün, bir çocuk bana ‘Amca, sen neden bunu yapıyorsun?’ diye sordu. Ona topladığım ekmek kırıntılarını ihtiyacı olan insanlara verdiğimi söyledim. Onun sonra yapması gereken şeyi anladığını görmek muhteşemdi. İyilik bulaşıcıdır ve ben bunun canlı bir örneğiyim,” diyor İbrahim.
İbrahim sadece kendi topladığı ekmek kırıntılarıyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda toplumsal bilinci artırmak için de çalışıyor. Yerel derneklerle iş birliği yaparak, gıda israfının önlenmesi ve ihtiyaç sahiplerine destek olunması adına projeler geliştiriyor. İbrahim, bu tür etkinliklerin insanları bir araya getirdiğini ve toplum bilinci oluşturduğunu söylüyor. “Birçok insan bu işin önemini bilmiyor. Böyle bir çaba içinde bulunmak, sadece birkaç ekmek kırıntısı toplamak değil; aynı zamanda bir farkındalık yaratmak demek,” diyor.
İbrahim, hayatının her anında iyilik yapmanın ve başkalarına yardım etmenin önemini vurguluyor. Onun hikayesi, sadece bir bireyin azmiyle hayal ettiğinden çok daha fazlasını yaptığını ve diğerlerine de ilham verdiğini gösteriyor. “Benim hikayem, sadece benim değil; bu şehirde benim gibi düşünen birçok insanın hikayesidir,” diyor. İbrahim Yıldız, 17 yıllık birikimiyle ekmek kırıntılarından sağladığı mutluluğu, toplum için bir örnek teşkil eden bir hizmet haline getirdi.
Bu sıradan gibi görünen ama aslında öğretici olan hikaye, sosyal sorumlulukla beslenen bir maddenin, topluma sunduğu katkının önemine dikkat çekiyor. İstanbul'un sokaklarında her gün yaptığı bu küçük ama anlamlı eylem, aslında birçok insan için umut ışığı. İbrahim’in cesareti ve kararlılığı, insanlara, küçük şeylerin bile büyük değişikliklere yol açabileceğini hatırlatıyor. Ekmek kırıntılarının ötesinde, aslında yardımseverlik, sevgi ve umut var.